20 Aralık 2016 Salı

Türkiye teröre karşı tek ses


 2016'da Türk siyasi hayatını şekillendiren en önemli olgu hiç şüphesiz terördü. 12 Ocak'ta gerçekleşen Sultanahmet patlamasından bu yana ülkemiz onlarca terör saldırısında yüzlerce vatandaşını kaybetti, binlercesi ise yaralandı. 2016 yılına damga vuran terör olayı ise Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirildiği neredeyse kesin olan 15 Temmuz darbe girişimiydi. Bu hain kalkışmada darbeciler 248 vatandaşımızı şehit ederken 1539'unu ise yaraladı. Bütün bu saldırılara rağmen ülkemiz dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kararlılıkla devleti ve milletiyle terörle mücadeleye devam etmesini bildi.

   Türkiye'nin terörle mücadelesi aslında yeni değil. PKK terör örgütünün kurulduğu 1978 yılından bu yana terör sarmalının içerisindeyiz. Neredeyse 40 yıldır bu örgütle mücadele yürütüyoruz. Öz eleştiri yapmak gerekirse ben bir siyaset bilimci olarak terörle mücadelede son yıllara kadar başarılı olduğumuzu söyleyemem. Bunun en önemli nedeni çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yaşayan ve Kürt kökenli olan vatandaşlarımızın gönlünün son yıllara kadar devlet tarafından kazanılamamış olmasıdır. Çözüm süreci bu konuda atılmış en önemli adımdır ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın devlete olan güveninin inşa edilmesini sağlamıştır. Bugün bu insanların pek çoğu çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılmasında terör örgütünün özellikle sivilleri hedef alan saldırılarını sorumlu tutuyor ve devletten yana bir tutum izliyor. Geldiğimiz noktada Diyarbakır'da, Hakkari'de ve diğer bölge illerimizde Türk bayraklarıyla teröre tepki yürüyüşleri düzenleniyor.

   Bir başka terör örgütü olan FETÖ'nün darbe girişimi de milletimizin teröre karşı tek yürek olmasını sağlayan en önemli olaydı. Halk, AK Parti'lisiyle CHP'lisiyle MHP'lisiyle kısacası birleşmez denilen bütün unsurlarıyla darbenin karşısında sivil iradeden yana durdu. Bu birlik 7 Ağustos'ta gerçekleştirilen Yenikapı mitingiyle de perçinlendi. Bütün bu gelişmelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmatik liderliği de önemli bir rol oynadı. Öyle ki kendisine destek %60'lara kadar dayandı. Erdoğan artan desteğin keyfini çıkarırken Batı'nın Türkiye'yi yalnız bıraktığına kamuoyunu ikna etti ve 24 Ağustos'ta Fırat Kalkanı Harekatı'yla terörle mücadeleyi sınır ötesine taşıdı. Türkiye'nin tüm terör örgütlerine karşı ayrım yapmaksızın mücadele etmesi ancak Batı'nın ısrarla PKK'nın Suriye kolu PYD'yi desteklemesi Türkiye'yi bu hamleyi yapmaya itti. 2016, Türkiye'nin sabrının taştığı yıl oldu.

   Türkiye'nin terörle mücadelede 2016 yılını son derece başarılı buluyorum. Ülkemiz dini kullanan FETÖ ve DEAŞ, etnik kimlik üzerinden yürüyen PKK/PYD ve mezhepsel ayrımlardan güç olan DHKP-C gibi terör örgütlerine karşı dört bir yandan ve ayrım yapmaksızın mücadele etti. Bu mücadelede güvenlik güçlerinin yanı sıra halk da önemli bir rol oynadı. Türkiye'nin bu duruşunun dünyaya örnek olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, Batı, teröre bakış açısını büyük ölçüde revize etmeli ve bölgede Türkiye'nin sesine daha fazla kulak vermeli. Dünya ancak teröre karşı tek ses olur ve terör örgütleri arasında ayrım yapmazsa bu sorunun üstesinden gelebilir. Önümüzdeki yılda ülkemizin terörle mücadelede kararlılığının süreceğini ümit ediyor ve uluslararası toplumun el ele verip teröre karşı ortak bir savaş yürütmesini diliyorum.




0 yorum to “Türkiye teröre karşı tek ses”

Yorum Gönder